Duru Pera - KISKANMAK

Kıskanmayı anlamak için insanoğlunun sosyolojik ve psikolojik tarihçesi ve yapısına bakmak… falan gerekmez. Kıskanmak çok insani bir şeydir esasında. Basitliğinden karmaşa doğurabilen bir şey…

“İnsan aşkta neden kıskanır?” diye sorduğumda kendime, iki yanıt aldım benden. Birincisi sahiplenme duygusundan, ikincisi de benlikteki eksiklik duygusundan. Sahiplenme duygusundan kaynaklanan kıskançlık, esasında karşındakini kıskanmaktan ziyade kendini sevmektir.

Kendini o kadar seversin ki karşındakinin seni o kadar sevmeyip de başka tercihlere başka alternatiflere gönlünün ve aklının kaymasını, aklının ucunda dahi istemezsin. Makul dozda sahiplenme kabullenilir ama kanla kalbe taşınan bu miktarın dozu aştı mı işte o zaman kalp sıkışır, can acır.

Bir ikincisi de benlikteki eksiklik duygusudur. İşte bu fenadır… Sevdiğin insanın gönlünden başka bir nefes geçtiğinde kendine döner ve sorgulamaya başlar. Bunun sonucu ise ya depresyon ve kendini küçümsemedir ya da çıtayı biraz daha yükseltip istenilene ulaşıldığında çekip gitmek.

Özetle kıskançlık sırtına yüklenmiş bu olumsuz algıyı senelerdir sırtında taşır durur. Hatta İspanyolların ataları şöyle demişler “kıskançlık incedir çünkü ısırır, asla yemez.” Ne güzel demişler… ben neden böyle diyemiyorum ki acaba? … onlar diyebilmişken… ben…


DURU PERA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder