Oya Sumi - Hadi yaşa bakalım şu dünyayı, neden kaçıyorsun?

Korkaklıktır intihar. Başına geleceklerden korkar insan, karşılaşabileceklerinden, yaşayacaklarından. Ama bu kadar korkak olan belirsizliğe atlamaktan da çekinmez mi?

Zayıflıktır. Ne var bu hayattan bu kadar kaçacak anlamıyorum. Ne oldu? Neler yaşadın? İşte adı üstünde yaşamışsın artık. Eğer ki korkuyorsan gelecekten, neler olabileceğini bir düşün bakalım, herhangi bir şey tüm yaşadıklarından, sevdiklerinden, her şeyden önce kendinden önemli mi?

Azamettin Hamçay - Kaçış






Basat Tepegöz - İntihar mı, O ne?

Yaşamımı şöyle bir gözden geçirdiğimde, hayat boyu aldığım kararlarda sabit fikirli bir yapım olduğunu anlıyorum (bkz. insanın kendiyle mücadelesi)(bkz. kendini anlama çabası). Eğer beni bilim ve mantık çerçevesinde tatlı bir dille ikna edebilecek birisi çıkmazsa, kendi doğru bildiğimi yapar, alenen yanlış olsa bile fikrimi sonuna dek savunacak kadar inatçı olabilirim.

Ama her şeyden önce konu hakkında bir fikrim olması lazım!..

Çağdaş Özgür Kartal - İntihar Etmek ya da Mücadele Etmek

Her halde hayatı yaşamaya değer bulmamanın sonucudur intihar etmek. Bunun yüzlerce belki binlerce sebebi olabilir. Belki uğrunda yaşadığın birini, bir inancı kaybetmek; belki hayatta yapabileceğin hiçbir şey kalmadığına, bir adım daha ileri gidemeyeceğine inanmak; belki asla çözülemeyecek bir sorun ve onun getireceği sonuçlardan ölesiye korkmak ya da akla gelmeyen binlerce başka sebep intihara götürebilir insanı. Ama sebebinden bağımsız olarak şunu söyleyebilirim ki her intihar kararı acele verilmiş, düşünülmemiş ve yanlış bir karardır.

Demir Selimoğlu - Gözlerini Açtı ve Kalabalığı Gördü

Gözlerini açtı ve kalabalığı gördü. Belli ki hepsi yeni gelmemişti ama ilk anda her şeyi idrak etmek kolay olmuyordu. Burası neden bu kadar kalabalık, acaba benim bilmediğim bir şey mi var, ben gittikten sonra bir şey mi oldu diye düşündü bir an. Bir tanıdık görür müyüm içlerinde diye “telaşla” bakındı.

Doruk Tunaoğlu - Karadeniz

Uzaklardaki dostum, sırdaşım, kayıp kardeşim...
Artık kararım kesin, bütün olan bitene bir son vereceğim artık. İçinde bulunmak istemediğim bu çirkin sahneden çekileceğim. Bu sahneyi aydınlatan bir tek senin ışığın kaldı ve malesef sadece sana tutunup bu karanlığın içinden çıkamıyorum. En yakınım olması gerekenler sevdiğim adamı, umudumu, güneşimi öldürdüğünden beri sonsuz bir uçurumda düşüşteyim. Tutunmaya çalıştığım bütün dallar kırılıp bir yerlerime batıyor. Bir melek beni kurtarıp sağlam bir zemine bırakacak diye beklemekten bıktım. Artık yere sertçe çakılmak ve yoluma devam etmek istiyorum. Unutma, ölüm bir son değil, sadece bir başlangıç.

Hüsnü Zan - İntihar

İntiharı anlamak, “(onu) yaşamaktan” beterdir…

Geçmişin izinden ya da geleceğin boşluğundan veyahut yaptığımız hataların bedelini ödemekten imtina ettiğimiz için tercih sebebi olabilecek bir ani çıkış kapısıdır intihar…

Kerem Aydınoğlu - İntihar Etmek Korkaklık mıdır?

İntihar etmek korkaklık mıdır?  Öncelikle, bu bence çok ölçüsüz bir soru.  Bu ayın konusunu gördüğümde ilk aklımdan geçen şey bu oldu.  Kendi hayatına kıyma noktasına gelmiş, en azından bunu ciddi bir şekilde düşünmeye başlamış bir insanın “korkak” adledilmeyi ne kadar umursayacağı bir yana, benim oturup bu konuda “ahkam” kesiyor olmam ne ifade ediyor, hiçbir fikrim yok.  Bu soruya cevap arayan bir yazının hedef kitlesi, intihar etmeyi düşünen insanlar değil, intihar üzerine bir şeyler okumak isteyen insanlar olacak.  O yüzden ben ikinci gruba zamanında okuduğum fakat kaynak belirtemeyeceğim bir bilimsel çalışma sonucundan bahsedip yazının kalanında ilk gruba hitap etmek istiyorum.

Porri Oto - Ali'nin Kapıları

Kapılarla çevrili bir odanın ortasında duruyorum. İstersem bu odadan çıkıp gidebilirim ve bu da bir tercih olur. Aynı herhangi bir kapıyı açıp onun arkasındakini yaşamayı tercih etmek gibi. Eğer hiçbir kapıyı açmazsam hayatım sırf o odada bir tek an bulunduğum için değişmiş olacak. Karar vermem gereken hayatımdaki o anlık değişimin sonuçlarını mı yoksa kapıların arkasındakileri mi daha çok merak ettiğim. Benim merak ettiğim. Ben... Ben kimim? Vücuduma şöyle bir bakıyorum. Ya da benim olduğunu düşündüğüm bedene... Hayır hatırlamıyorum. Tanıdık hiçbir şey yok. Dolayısıyla bu odadan çıkıp gittiğimde yaşadığım hayatta ne değiştiğini fark edecek kadar bile tanıdık değilim kendime. Bir kapıya gidip onu açıyorum. Niye bu kapı? Bilmiyorum. Belki de en yakın olan olduğu için. Düşündüğüm bu kapının başka bir odaya açılmasıydı; ama durum bu değil.

Ulvi Sünger - İntihar Sanatı

Yazılarıma başlık bulmakta hep zorlanmışımdır, çoğu kez sonunda pek de anlamı olmayan, yazının özünü oluşturan kelimeleri kırpıp bir şey çıkarırım ortaya ama bu sefer öyle olmadı. Bu sefer gerçekten anlamlı bir başlık olsun istedim. Sonunda yapmam gereken şeyi en başında yapıp, başlığı bulup yazmaya geçtim. Adler’in Yaşama Sanatı adlı eserini bilmeyen yoktur herhalde. Yaşamı bir sanata benzeterek, yaşayanların onu hakkıyla icra edebilmek için hangi aşamalardan geçtiğini anlatır falan filan... Bence intihar da bir sanattır. Yalnız diğer sanatlardan farklı olarak gerçekleştirmesi yetenek değil de cesaret isteyen bir sanat. Bu sebepten “intihar, sanat, ne alaka?’’ diye düşünenler olursa alaka budur.